Özethttps://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/29630981 |
Çalışmada TURP sonrası BPH'li hastalarda idrar sinir büyüme faktörü (NGF) düzeylerindeki değişimler ve NGF ile aşırı aktif mesane semptom skorları (AAMSS) değişimleri arasındaki ilişki araştırılmıştır. Şiddetli IPSS’i olanın orta derecede olana göre, şiddetli AAMSS’i olanın hafif olana göre idrar NGF düzeyleri yüksek bulunurken, obstrüksiyon derecesi ile idrar NGF düzeyleri arasında ilişki saptanmamıştır. TURP sonrası tüm olgularda idrar NGF seviyesi düşerken, IPSS ve AAMSS da önemli iyileşme sağlanmıştır. Semptomlarında düzelme olmamış olguların pre- ve post-operatif idrar NGF düzeyleri yüksek bulunurken, bu olguların postoperatif idrar NGF düzeylerinde çok az miktarda bir düşüş saptanmıştır. İdrar NGF düzeylerinin BPH’li olgulardaki AAM semptomlarının şiddeti ile ilişkili olduğu sonucuna varılmıştır.
Benign prostatik obstrüksiyon (BPO), süreç içinde mesanede işlevsel ve morfolojik değişikliklere yol açmaktadır. Obstrüksiyon giderildikten sonra bu değişiklikler kliniğe azalmış kompliyans, detrüsor aşırı aktivitesi, kontraktil disfonksiyon olarak yansımaktadır. Çıkım tıkanıklığında mesanede detrüsor kas hipertrofisi, ekstrasellüler matrikste artış, kollajen tip I ve III artışı gibi morfolojik değişiklikler yanında, intravezikal basıncın artmasına bağlı hipoksi ve iskemiye yanıt olarak birçok büyüme faktörünün sentezi artmaktadır(1,2). Kolinerjik, adrenerjik, purinerjik ve geçici reseptör potansiyeli (TRP) ailesinden reseptörlerin tipinde ve yoğunluğunda değişim oluşmaktadır. Ürotelyumun ATP, NO ve asetilkolin gibi sekresyonlarında, kas gerilmesine yanıt olarak mesane ve spinal kord seviyesinde NGF gibi nörotrofinlerin salgılanmasında değişimler oluşmaktadır(1-3).
Nörotrofin ailesinden NGF, normal mesane işlevi için anahtar role sahip sempatik fibriller ve duyu sinirlerinin büyümesi ve yaşamı için gereklidir. İdrardaki NGF ürotelyum ve detrüsor kas hücreleri tarafından üretilmektedir(3). BPO’de olduğu gibi ürotelyumun süreğen gerilmesi, diğer nörotransmitterler gibi, NGF üretimini de uyarmaktadır. Patolojik mesanede aşırı eksprese edilen NGF, duyusal aciliyet ve mesane hiperaktivitesine yol açan afferent C-liflerinin duyarlılığını artırmaktadır. Ancak MÇT’nin mesanede oluşturduğu morfolojik ve işlevsel bozuklukların sadece nöral kaynaklı olmadığı unutulmamalıdır.
BPO’lu hastaların yüksek idrar NGF seviyelerinin alfa bloker ve/veya 5 alfa redüktaz inhibitörü tedavisinden sonra düştüğünü gösteren çalışmalar vardır(4). Bu çalışmada ise BPH’nin TURP ile tedavisinden sonra AAM semptomları devam eden hastaların idrar NGF düzeylerinin yüksek kaldığı gösterilmiştir. BPO'nun başarılı cerrahi tedavisi sonrasında yüksek idrar NGF seviyeleri azalırsa, idrar NGF'sinin ölçümü operasyonun terapötik sonuçlarını değerlendirmek için yararlı bir araç olabilir.
Mesane disfonksiyonunun tanı ve tedavi değerlendirmesinde idrar NGF'sinin bir biyobelirteç olarak kabul edilmesi için iyi tanımlanmış kontrol grupları, onaylanmış seviye ölçüm yöntemleri ve zamanlaması ile daha geniş olgu gruplarında araştırmalar gereklidir (5).
Kaynaklar: