Özethttps://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/14427 |
Yapılan çalışmada 1-2 cm aralığındaki alt pol yerleşimli semptomatik taşların tedavisinde süper mini perkütan nefrolitotomi ile (SMP) ile retrograd intrarenal cerrahi (RIRC) yöntemlerinin etkinlik ve güvenliği karşılaştırılmıştır. Çalışma prospektif, randomize, multisentrik olarak (Türkiye, Çin, Hindistan) planlanmıştır. Taşsızlık oranları (?0,3 cm), kan kaybı, operasyon süresi, postoperatif ağrı skorları, ek girişimler, komplikasyon ve hastane yatış oranları karşılaştırılmıştır.
SMP’nin taşsızlık oranları postop 1. gün ve 3. ay (% 93.8 vs % 82.5), sonunda anlamlı olarak daha yüksek olduğu bulunmuştur. Ayrıca daha düşük ek girişim oranı (% 25 vs % 5.2) saptanırken, postop ağrı ve hemoglobin düşüşü RIRC grubunda yüksek bulunmuştur. Operasyon süreleri, hastane yatış süreleri ve komplikasyon oranları benzer bulunmuştur.
2017 EAU kılavuzlarına göre SWL, PNL ve RIRC alt pol taşları için önerilen tedavi yöntemleri olarak önerilmektedir. Böbrek taşlarının tedavisinde alt pol taşlarının tedavisi doğuştan gelen anatomik zorluklara bağlı olarak diğer lokasyonlara kıyasla daha zorlayıcıdır. PNL ve RIRC yöntemlerinin avantaj ve dezavantajları bulunmakla beraber henüz 1-2 cm arasındaki alt pol taşlarının tedavisi için en uygun yöntem henüz net değildir. RIRC artan oranda ve güvenli bir cerrahi yöntem olarak alt pol taşlarında kullanılmaktadır. PNL yüksek başarı oranlarına sahip olsa da RIRC’a göre daha invaziv ve komplikasyon oranı yüksek bir tedavidir. Bu sebeple endoürologlar PNL ilişkili komplikasyonları (genelllikle kanama) azaltmak amacı ile düşük trakt çapları ile böbrek parankimine daha az hasar vermeyi amaçlamış ve buna uygun çözümler üretmişlerdir.
Çin merkezli grubun geliştirdiği SMP, aynı amaçla üretilen ve eş zamanlı küçük fragmanların negatif basınçla aspirasyonuna olanak sağlayan, 10-14 Fr aralığındaki traktan miniaturize edilmiş teleskop yardımı ile taş kırmayı sağlayan modifiye bir Mini-PNL tekniğidir. Bu teknik SMP sistemini diğer mevcut mini-PNL sistemleriden ayıran en önemli avantajı olup işlem sırasında tüm oluşan taş fragmanlarının otomatik olarak dışarıya alınıp bir kapta biriktirilmesi hem ameliyat süresini kısaltmakta hem de içeride hemen hemen hiç fragman kalmamasını sağlamaktadır. Aktif irrigasyon yine işlem sırasında belli bir seviyede uygulanan basınç ile görüşü son derece net olarak ortaya koyan bu yaklaşım başka bir avantaj olup, eş zamanlı aspirasyon yapılıyor olması sistem içinde basıncın çok yükselmesini engelleyerek çok tartışılan yüksek enfeksiyon riskini ortadan kaldırmaktadır. Yazarlar alt pol taşlarında SMP’nin RIRC’a üstünlüğünün diğer çalışmalarda da gösterildiğini belirtmekte, bu başarının alt pol taşlarının lokasyonunun ve alt kaliks açılanmasının SMP için uygun olduğunu ve direk taş aksesi ile tek seferli tedavide yüksek başarı oranları sağladığını öne sürmektedirler. Bununla beraber RIRC sırasında fleksible üreterorenoskopun sıklıkla maksimal defleksiyonda kullanılması, infundibulopelvik açının özelllikle <30° olduğu vakalarda komplet taş tedavisini zorlaşmaktadır. Yine bir anatomik zorluk da alt pol kaliks infundibuler yapının uzun olması olarak belirtilmiştir.
Çalışmaya alt pol yerleşimi bulunan tek taşa sahip hastaların dahil edilmesi, alt pol dahi olsa birden fazla taşı olan hastaların çalışma dışı bırakılması SMP başarısının yüksekliğinde rol oynamış olabilir. Bununla beraber ameliyatı gerçekleştiren ürologların alanında uzman endoürologlar (>50 vaka/yıl RIRC ve SMP) gerçekleştirilmiş olması daha düşük volümlü cerrahların sonuçlarından farklılık gösterebileceği unutulmamalıdır.