Güncel Literatür ve Teknoloji Forumu Yıl: 1 Sayı: 5 / 2019
Yayın Kurulu

Editör
Doç. Dr. Mehmet Fatih Akbulut

Editör Yardımcıları
Op. Dr. Fatih Yanaral
Op. Dr. Akif Erbin
Op. Dr. Faruk Özgör

Danışma Kurulu


<< geri

Güncel Literatür ve Teknoloji Forumu - Predicting Renal Function Outcomes After Partial and Radical Nephrectomy (Bimal Bhindi, Christine M. Lohse, Phillip J. Schulte, Ross J. Mason, John C. Cheville, Stephen A. Boorjian, Bradley C. Leibovich, R. Houston Thompson)Dergi: Eur Urol. 2018 doi:10.1016/j.eururo.2018.11.021

Predicting Renal Function Outcomes After Partial and Radical Nephrectomy
Bimal Bhindi, Christine M. Lohse, Phillip J. Schulte, Ross J. Mason, John C. Cheville, Stephen A. Boorjian, Bradley C. Leibovich, R. Houston Thompson

Özet

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/30477983

Dr. Mehmet AKTAŞ, Doç. Dr. YAŞAR BOZKURT

Giriş: Lokalize renal kitlelere yaklaşımda parsiyel nefrektomi (PN) ile karşılaştırıldığında, radikal nefrektomi (RN)’ nin kansere özgü sağ kalımda üstünlüğünün olmaması ve renal fonksiyon sonuçlarının daha kötü olması (1) nedeniyle,  cerrahlar tarafından PN daha çok tercih edilmektedir. Yapılan birçok çalışmada da PN’ nin; kronik böbrek hastalığı (KBH) ve buna bağlı gelişen potansiyel kardiyovasküler hastalıklar ve genel sağ kalımda RN den üstün olduğu görülmüş ve tüm dünyada özellikle T1 hastalarda tercih sebebi olmuştur (2,3). Bununla beraber PN’ nin tümör kompleksliği, cerrahi komplikasyonları ve cerrahi sınır pozitifliği riski, RN ye göre daha yüksektir.

Bu hastalarda yapılan çalışmalarda, cerrahi öncesi onkolojik risk sınıflaması ve preoperatif komplikasyon risk tahmini iyi tanımlanmıştır. Günümüzde, postoperatif kısa dönem renal fonksiyonları öngören birkaç çalışma yapılmış, fakat hiçbiri uzun dönem farkını öngörememiştir. Uzun dönemde renal fonksiyonları öngören bir çalışmanın olmaması ve preop risk faktörlerinin belirlenmemiş olması böyle bir çalışma ihtiyacını doğurmuştur (4,5). Bu çalışmanın amacı,  PN ve RN’yi takiben, uzun dönem renal fonksiyon sonuçlarıyla birlikte, postoperatif erken dönem böbrek yetmezliği riskini tahmin eden bir araç oluşturmaktır.
Bulgular: Çalışma geriye dönük olarak 1997 ve 2014 yılları arasında PN (n=1920) ve RN (n=1152) yapılan hastaları kapsamaktadır. Görüntülemede metastaz, lenf adenopati, venöz trobüsü varlığı, RN yapılan soliter böbrekli hastalar ve cerrahi öncesi eGFR’si <15 ml/dk/1.73 m2 olan hastalar çalışmaya alınmamış. Hastalar postop 3, 6, 12,18, 24 ve 36. aylarda ve sonrasında yıllık olarak renal fonksiyon ve görüntüleme yöntemi ile değerlendirilmiş. Potansiyel renal fonksiyon sonuçlarını belirleyen öncelikli özellikler, yaş, cinsiyet, soliter böbrek varlığı (PN için), sigara içme durumu, ECOG performans durumu, DM, HT, BMI, preop eGFR, preop proteinüri, tümör büyüklüğü ve cerrahi yaklaşımı içermiş. Primer sonuç, cerrahiden 30 gün sonrası hesaplanan eGFR’ idi. İkincil sonuç, erken postop böbrek yetmezliği olarak tanımlanan eGFR<15 ml/dk/1.73 m2 olması veya cerrahiden sonra 30 gün içinde diyalize girmesiydi.

Cerrahiden 30 gün sonrası uzun dönem: RN’ den 30 gün sonrasında uzun dönemde; ileri yaş, DM, düşük preop eGFR, kötü preop proteinüri ve daha küçük tümör kötü eGFR ile ilişkiliydi. Dahası, yaş ve cerrahi sonrası zamanla aralarında anlamlı bir ilişki vardı, öyle ki yaşlı hastalarda zaman geçtikçe eGFR’de daha fazla düşme oluşmuştu. PN’den 30 gün sonrasında uzun dönemde ise ileri yaş, soliter böbrek varlığı, HT, düşük preop eGFR, kötü preop proteinüri ve açık cerrahi yaklaşım kötü eGFR ile ilişkili bulundu. Dahası cerrahi sonrası zamanla yaş, DM, preop eGFR ve preop proteinüri arasında anlamlı bir ilişki vardı. Özellikle yaşlı, diyabetik, preop daha yüksek eGFR’si ve daha yüksek preop proteinürisi olan hastalarda zamanla eGFR’de daha fazla düşme olmaktaydı. Otuz günlük cerrahi sonrası uzun dönemde renal fonksiyonların en güçlü belirleyicisi preop eGFR olarak saptandı.

Postoperatif erken dönem: RN sonrası yüksek preop eGFR ve erkek cinsiyeti daha düşük erken postop böbrek yetmezliği ile ilişkili iken, ECOG performans durumu >1 olması, DM, HT ve ciddi preop proteinüri olması daha yüksek erken böbrek yetmezliği ile ilişikli olduğu görüldü. Daha yüksek preop eGFR ve minimal invaziv yaklaşım, PN sonrası daha düşük erken postop böbrek yetmezliği riski ilişkili iken, ileri yaş, ırk, ECOG performans durumu >1, DM, HT, daha büyük tümör hacmi ve ciddi preop proteinüri olması daha yüksek erken postop böbrek yetmezliği ile ilişikli olduğu görüldü.
Sonuç olarak bu yazıda, ayrı modellerde RN ve PN yapılan hastaların, erken postop dönemde böbrek yetmezliği ve geç dönem böbrek fonksiyon risklerini öngörme aracı sunulmuş. Böbreğe sınırlı kitlesi olan hastada, PN riskleri göze alıp almama konusunda klinisyene yol göstermeye çalışılmıştır. Bu modeller, hastalara danışmanlıkta ve karar vermede yardımcı olabilir.

Kaynaklar

  1. Van Poppel H, Da Pozzo L, Albrecht W, et al. A prospective, randomised EORTC intergroup phase 3 study comparing the oncologic outcome of elective nephron-sparing surgery and radical nephrectomy for low-stage renal cell carcinoma. Eur Urol 2011;59:543–52
  2. Campbell S, Uzzo RG, Allaf ME, et al. Renal mass and localized renal cancer: AUA guideline. J Urol 2017;198:520–9.
  3. Ljungberg B, Albiges L, Bensalah K, et al. European Association of Urology guideline on renal cell carcinoma. European Association of Urology; 2017
  4. Frank I, Blute ML, Cheville JC, Lohse CM, Weaver AL, Zincke H. Solid renal tumors: an analysis of pathological features related to tumor size. J Urol 2003;170:2217–20.
  5. Thompson RH, Kurta JM, Kaag M, et al. Tumor size is associated with malignant potential in renal cell carcinoma cases. J Urol 2009;181:2033–6



<< geri

2024 © Bu sitenin tüm hakları Türk Üroloji Derneğine aittir.