Özethttps://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/ 30378249 |
Penil protez implantasyonu (PPI) erektil disfonsiyon (ED) tedavisinde son basamak tedavi seçeneğidir. Penil protez cerrahisinin penis boyu üzerindeki etkisi tartışılmalıdır. Prospektif, çok merkezli 133 hastanın dahil edildiği bu çalışmada protez cerrahisi öncesi ve sonrası penis boyu ve kalınlığındaki değişim değerlendirilmiştir. Hastaların 88’ine malleable, 45’ine şişirebilir protez takılmıştır.
Yazarlar protez sonrası ortalama penis boyunun 0.36 (?0.63) cm, penis kalınlığının ise 1.04 (?1.02) cm arttığını göstermişlerdir. Bu artışın şişirebilir protez takılan hastalarda daha fazla olduğu ancak BMI, hipertansiyon, diyabet ve Peyronie hastalığının bu artışı etkilemediği belirtilmişti (1).
Çalışmada operasyon sonrası hemen ölçüm yapılması cerrahiye bağlı gelişebilecek penis şişliğinin yanlış sonuç verebileceği limitasyon olarak bildirilmiştir. Ayrıca ölçüm yapan gözlemciler arasında standardizasyon yapılmaması çalışmanın eksik bir diğer yanı olabileceği belirtilmiştir (1).
Mevcut literatür incelendiğinde, PPI sonrası penis boyunun kısalabileceği ile ilgili çalışmalar bulunmaktadır. Özellikle hasta beyanı dikkate alındığında, PP sonrası hastaların yaklaşık %72’sinin penislerin küçüldüğünü belirtirken, yapılan objektif ölçümler sonucunda penis boyunun protez öncesi ile aynı olduğu gösterilmiştir(2). Wang ve ark 11 hastada yaptığı çalışmada ise protez sonrası 6. hafta, 6.ay ve 1.yıl penis boyu ölçümleri operasyon öncesine göre değerlendirilmiş ve her 3 ölçümde de (0.83?0.25cm, 0.75?0.20cm, 0.74?0.15cm) penis boyunun kısaldığı gösterilmiştir(3).
Protez sonrası penis boyunun kısalmasına neden olabilecek en önemli etken protezin glans tümesansı yeterli bir şekilde sağlayamamasıdır. Fizyolojik ereksiyonda, kavernozal basınç artışı ile birlikte Buck fasya ve korpus kavernosum arasında bulunan derin dorsal ven ve sirkumfleks venlerin kompresyonu sonucu, glans tümesansı sağlanmaktadır . Glansın çevresinde tunika albugenia yapısında bir tabaka olmadığından, ereksiyon sırasında glans içi basınc, korpus kaverozum basıncının ancak 1/3’ü oranında gerçekleşmektedir(4). Penil protezler sonrası oluşan ereksiyon glans tümesansını sağlamadığından fizyolojik değildir. Protez sonrası subtunikal ven kompresyonu tamamen gerçekleşmez ve bu nedenle glans tümesansı yeterli seviyeye ulaşmaz. Bu nedenle protez sonrası PDE-5 inhibitörü yada intra-uretral alprostadil kullanımının glans tümesansını sağlayabileceği gösterilmiştir(5).
Yazarlar çalışmanın sonucu olarak; protez sonrası penis boyunun kısalmadığını, hastaların bu konudaki şikayetlerinin sübjektif olabileceğini belirtmişlerdir. Ayrıca protez sonrası penis boyu değişimi hala tartışmalı olup, bu konunun tamamen objektif değerlendirilebilmesi için hastaların ED öncesi penis boylarının bilinmesi gereklidir.
Referanslar